MENU

Hisarcıklıoğlu, “Karadeniz, Trabzon Türkiye ekonomisi için çok önemli. Eskiden de böyleydi. Trabzon ticaret yollarının kesiştiği çok önemli bir nokta. Trabzonlular’ın çok güzel bir lafı var. ‘Trabzon, Fatih’in fethettiği, Yavuz’un yönettiği, Kanuni’nin doğduğu şehir.’ Kanuni’nin kılıcında da hamsi simgesi vardı” dedi.

KANUNİ'NİN KILICINDA DA HAMSİ SİMGESİ VARDI...

TürkiyeOdalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Hürriyet Gazetesinin ‘Hürriyet Bölge Buluşmaları’ Trabzon ayağında konuştu. Başkan Hisarcıklıoğlu, küresel ekonomideki yeni düzeni anlattığı konuşmasında, Türkiye’nin fırsatları kaçırmaması için 3 önemli gelişmeye odaklanmasını istedi. Hisarcıklıoğlu, “Birincisi küresel dengesizlikler azalıyor ve finansakımları yavaşlıyor. Bundan dolayı eskisi gibi devasa dengesizlikler olmayacak ama para da eskisi kadar bol olmayacak. İkinci olarak küresel ticarette tüm kurallar değişiyor. Üçüncüsü ise kaya gazı enerjide tüm ezberler bozacak.

Türkiye olarak bu değişimleri ıskalarsak üçüncü dünyada kalırız” dedi.

Hisarcıklıoğlu, “Karadeniz, Trabzon Türkiye ekonomisi için çok önemli. Eskiden de böyleydi. Trabzon ticaret yollarının kesiştiği çok önemli bir nokta. Trabzonlular’ın çok güzel bir lafı var. ‘Trabzon, Fatih’in fethettiği, Yavuz’un yönettiği, Kanuni’nin doğduğu şehir.’ Kanuni’nin kılıcında da hamsi simgesi vardı” dedi.

Karadeniz Bölgesi’nin Türkiye ekonomisi için önemine değinen TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, "Bu aslında geçmişte de böyleydi. Fatih'in İstanbul'u fethettikten sonraki ilk fetih yeri Trabzon'dur. Trabzon gerek siyasetin gerekse ekonominin kesiştiği bir noktadır. Ben özellikle Karadeniz'in her şeyiyle şanslı olduğunu düşünüyorum. Buradaki zenginliklere baktığınız zaman Anadolu ile aranızda Zigana Dağı kadar fark var" dedi.

Türkiye'nin tarım sektöründe dünyada fındık ihracatı ile lider konumda olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, "Fındığın dünyadaki üretiminin yüzde 73'nü Karadeniz gerçekleştiriyor. Tarım eskiden geçim kapısıydı ama artık kazanç kapısı oluyor ve müthiş fırsatlar sunuyor. Dünyanın ekilebilir arazisi açısından 11. sırada olan bu coğrafya, bizler için müthiş bir şans. Son 10 yıla baktığımızda tarım ürünlerindeki fiyat yüzde 176 artmış. Bu bize bir şey gösteriyor. Önümüzdeki dönemde dünyada tarımla uğraşan ülkeler sanayileriyle birlikte ön plana çıkacaklar. Dünya nüfusu heryıl bir Türkiye kadar artıyor. Bugün Asya ve Pasifik bölgelerinde son 10 yılda az gelirliden orta gelirli sınıfına geçen nüfus sayısı tam 500 milyon kişi. Yani bu kişiler köyden kente göç etti ve tüketici oldu. Önümüzdeki dönemde tarıma önem veren toplumlar ön plana çıkacak" şeklinde konuştu.

Fındığın ham haliyle satışının yerine işlenerek piyasaya sunulmasının büyük kazançlar sağlayacağını ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Karadeniz'i daha fazla zengin etmek istiyorsak elimizdeki tarım ürünlerini sanayi ürünlerine çevirmemiz lazım. Fındığın kabuklu kilosu 6 lira ama bunu krokan hale getirdiğinizde 15 lira oluyor. Ayrıca bir de fındık ezmesi yaptığınız zaman 40 lira oluyor. Onun için özellikle tarım ürünlerinden daha fazla para kazanmak istiyorsak muhakkak sanayileşmemiz lazım" dedi.

-"Petrol ülkesinde kaçak petrol olur mu?"

Karadeniz'in fındığın yanı sıra çay üretimi ile dünyadaki yüzde 5'lik paya sahip olduğunu anlatan TOBB Başkanı, kaçak çayın önüne geçilememesinin önemli bir dezavantaj olduğunu söyledi.

Dünya'daki en kaliteli çayın Türkiye'de üretildiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: "Karadeniz aslında büyük zenginliğin üzerinde oturuyor. Bugün bütün dünyanın en önemli gelir kaynaklarının başında marka var. Bugün çayın dünyadaki üretiminin yüzde 5'ni yapıyoruz ama ihracatta 20. sıradayız.

Dünya'daki en kaliteyi çayı biz üretiyoruz ve ilaç kalıntısı gibi şeyler yok ancak maalesef çayımızı satamıyoruz. Şu işi ben bir türlü anlamadım. Petrol ülkesi Suudi Arabistan'da kaçak petrol satan var mı? Rize ve Türkiye çay üretiyor diyoruz, kaçak çay geliyor, bunu anlamış değilim. Bunun altında yatan yüzde 8 olan KDV'yi bir türlü aşağıya indiremedik. O zaman çayın memleketi Rize'ye dahi kaçak çay girer oldu."

-"Artık dünyada para bol olmayacak"

Dünya'da 2002 yılından itibaren artan bir sermaye akımı gözlendiğini belirten Hisarcıklıoğlu, "Para bollaştığı zaman parayı rahatça istediğiniz gibi harcarsınız. Bu nedenle 2008 yılında kriz dönemine denk geldik. 2008 ve 2009 yıllarında dünya krizle ve buna bağlı azalan kaynaklarla uğraştı. Daha sonrasında ekonomide karantina dönemine girdik. Bu dönemde de hızla kaynaklar azaldı. Şimdi önümüzdeki dönemde artık dünyada sermaye akımlarının aşağı doğru indiğini görüyoruz. Önümüzdeki dönemde artık dünyada para bol olmayacak" ifadelerini kullandı.

Enerji kaynaklarının azalmasına rağmen yeni bir kaynağın tespit edildiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Azalan enerji kaynakları derken yeni bir kaynağı, kaya gazını keşfettik. Dünyada yeni dönemdeki enerji kaynaklarından bir tanesi. Dünya rezervlerine baktığımızda Türkiye'nin Güneydoğu ve Trakya bölgelerinde tespit edilemeyen rezervlerimiz var. Bu yeni enerji kaynağı ile ABD dışarıdan 10 liraya ithal ettiği enerjiyi kendisi 3 liraya imal ediyor. Enerjinin ucuzlamasıyla ABD yeniden dünyanın üretim üssü haline gelecek" dedi.

Özellikle Amerika’nın eskisi gibi devasa açık veren bir ülke olmak istemediğini kaydeden Hisarcıklıoğlu şunları söyledi: “Bunun için dünyada ticaretin kurallarını değiştirecek yeni bir süreç başlattılar. ABD 3 yıldır pasifik ülkeleri ile TPP anlaşmasının müzakerelerini yürütüyordu. TPP ne demek? ‘Pasifik bölgesi stratejik ekonomik ortaklığı’ demek ve ABD, Kanada, Meksika, Avustralya, Şili, Peru, Malezya, Japonya, Singapur, Vietnam’ı kapsıyor. Bu yıl da Avrupa Birliği ile TTIP adı verilen görüşmeler başladı. TTIP ise Atlantik bölgesi ticaret ve yatırım ortaklığı. Yani; ABD ve Avrupa Birliği’ni kapsıyor. Sonuçta, bu gelişmelerle küreselleşmenin tanımı değişiyor. Bu iki anlaşmayla küresel ekonominin üçte ikisi tek bir blok oluyor.

Bu zincirin dışında kalırsak bize kalan pazar Çin, Hindistan, RusyaOrtadoğu ve Afrika olur. Günlük işlerle uğraşmaktan dünyada nelerin değiştiğini kovalayamıyoruz. Yaşamımızdaki bütün standartları bu 3 coğrafya tek hale getirecek. Elektrik 110 mu 220 volt mu olacak onlar karar verecek?  Bunu ıskalamamak lazım. O zincirin halkasının içinde olursak o müzakerelerde tarafız. Yoksak ne kural koydularsa ona göre hareket edeceğiz.”

Kaya gazının da enerji dengelerini sarstığını söyleyen Hisarcıklıoğlu, yüzyıllardır tüm çekişmelerin temelinde enerji olduğunu söyledi. Hisarcıklıoğlu, “Şimdilerde ABD kaya gazı ile ezberleri bozuyor. 10 liraya satın aldığı gazı 3 liraya mal eder hale geldi. Önümüzdeki 5-10 yıl içinde enerji ihracatçısı haline gelmesi planlanıyor. Bu ne demek? İmalat ABD’ye geri dönecek. Hem Avrupa’ya, hem Çin’e karşı ciddi avantaj elde edecekler. Enerji üreticisi ülkeler için de bu çok ciddi bir sorun. Çin de yavaş yavaş bu alana girmeye başladı. Yani enerji dengeleri yeniden yazılacak. Türkiye’de de Trakya ve Güneydoğu’da kaya gazı var. Bu fırsatı değerlendirmeliyiz.”
Hisarcıklıoğlu, konuşmasında en büyük hayalini de anlattı; “Ben bölge ülkelerinde içinde Türkçe konuşulan, kapısında Türk bayrağı dalgalanan sanayi bölgeleri hayal ediyorum. Çünkü, Türkiye bölgemizin sanayi devi. Bölgemize bu deneyimi aktarabilir, oralardaki imkânlardan da Türk iş dünyası olarak faydalanabiliriz. Madem yurtiçindeki maliyetleri düşüremiyoruz, bölgemizde bize bağlı üretim zincirleri kurmalıyız. İlk projeye Filistin’de Cenin’de başladık. Yemen, Moritanya, Benin ve Kazakistan için görüşmeler yapıyoruz.”

İleriteknolojili ürünlerin ihracatımızdaki payının sadece yüzde 4.4 olduğunu hatırlatan Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: “Üniversite ve ticaretin işbirliği yapması lazım. Bir cep telefonu 20 ton saca eşdeğer. Yüksek teknolojinin yatırımı da ucuz. Ereğli Demirçelik’i kurmak 10 liraysa telefon fabrikası kurmak 5 lira. Bizim gibi toplumlar için ileri teknoloji büyük fırsatlar sunuyor. Türkiye olarak ihracatımızın çapı 2 bin 846 kilometre. Ama Brezilya’nın dairesi tam 10 bin 251 kilometre. Çin’in dairesi 6 bin 844 kilometre. İhracat pazarlarımızı artırıp, dışarıya açılmamız lazım.”


 

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, toplantıda bir anısını da anlattı:  “1.5 yıl önce İngiltere Kraliçesi’nin sarayında Cumhurbaşkanımızla yemekteyiz. Yanımda da şimdi görevde olmayan Dışişleri Bakanı Jack Straw oturuyordu. Türkiye’nin başarılarını anlatırken, ‘Anlatma başkan, bunları biliyorum’ dedi. ‘Raporlardan mı biliyorsun?’ dedim. ‘Yok yok raporlardan değil evden biliyorum. Çamaşır makinem, buzdolabım, fırınım hepsi Türk malı’ dedi. Avrupa’da satılan her 4 beyaz eşyadan, her 3 televizyondan birini biz üretiyoruz. Bu büyük başarı ”

BAŞARAN ULUSOY:
İnanç turizmine odaklanalım

TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Başaran Ulusoy ise toplantıda yaptığı konuşmada, çevreye karşı duyarlı olunmasını, kültür ve inanç turizmine odaklanılması gerektiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Karadeniz’in yavaş yavaş öldüğünü, Marmara’nın nefes almaya çalıştığını, Ege’nin çırpındığını, Akdeniz’in boğulduğunu hissetmekteyiz. Oksijenin yüzde 75’i denizlerden geliyor ama maalesef denizlerimizi öldürmeye başladık. Odalar Birliği’ne ve belediyelere sesleniyorum. Karadeniz’in bin 400 kilometrelik sahilinde çöp fabrikalarına ihtiyacı olduğunu söyledim. 10 milyon ton inorganik maddenin denize döküldüğü bir deniz Karadeniz. 500 bin ton evsel atığın döküldüğü bir deniz. Küresel ısınmanın getirdiği dertler epey sıkıntılar yaratacaktır. Bu cennet köşe aranılacak bölge olacaktır. O güzelim yaylaların kıymetini çok iyi bilmemiz lazım. Yabancı misafirler geldiğinde bazen, ‘Ne kadar mimarınız var?’ diye soruyorlar. Bizde mimar çok. Mimarlar kusura bakmasınlar Türkiye’de 76 milyon mimar var. Herkes mimar. Çimentoyu, çiviyi, kiremidi alan dağa koşuyor. Çocukluğumuzda yapılar fındık bahçelerinin içinde görünmeyen şekilde yapılırdı. Şimdiyse görülmesi için neredeyse gözüne sokar şekilde yapılan 6 – 7 katlı binalar. 19’uncu yüzyıl sanayi odaklıdır. 20’inci yüzyıl insan odaklıdır. 21’inci yüzyıl çevre odaklıdır. Eğer turizmde 40 milyona çıkmışsak bunu çevre duyarlılığına borçluyuz. Ama dünyada korunabilen alan yüzde 13.9’dur. Maalesef Türkiye’de korunabilen alan yüzde 3.7’dir. Kayseri’de Sultansazlığı bitmiş, Manyas Kuş Cenneti cehenneme dönmüş. 400 kuş türünün olduğu Gediz Deltası bitmiş. Kaz dağlarına da altın aramak için kazma vuruyorsunuz. Bu bölgenin değerlerini, buradaki doğanın, denizin, ırmakların değerini bilmemiz lazım. Kültür varlıkları ve doğa diye iki ürünümüz var. Bir tanesi noksan olursa olmaz. 1999 yılında Türkiye’de gezebilen vatandaşımızın sayısı 568 bindi. 2013 yılında 13 milyon insanımız gezmiş. Yurtdışından turist bekleyen bir ülke değiliz artık. Kendi insanımızı gezdirmeye çalışan bir sektörün temsilcisiyiz.”


 

TRABZON’da Zorlu Otel’de düzenlenen ‘Hürriyet Bölge Buluşmaları’na TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, CHP Trabzon Milletvekili Volkan Canalioğlu, Trabzon Vali Yardımcısı Halil İbrahim Kantekin, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Başaran Ulusoy, TFF Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Beyazlı, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu, Yayın Direktörü Fatih Çekirge, Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan, Hürriyet Ekonomi Müdürü Sefer Levent, bölgedeki ticaret ve sanayi odaları ile ticaret borsalarının başkan ve üyeleri, işadamları ve girişimciler katıldı.

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/25831137.asp

http://www.tobb.org.tr/Sayfalar/Detay.php?rid=19278&lst=MansetListesi

 

http://www.ttso.org.tr/index.php?link=haberdetay&id=3851